17 Kasım 2011 Perşembe

Diffüz Astrositom (WHO Grade II)


  Hatalı olarak iyi-diferansiye, düflük grade’li, diffüz, grade II veya basitçe astrositom olarak adlandırılan bu yavasca büyüyen tümör, anaplastik astrositom ve glioblastoma dogru regüler malign progresyon göstermektedir.Sık sık bildirilmis 5-10 yıllık sagkalım sürelerine ragmen,hastalar arasında sagkalım açısından genis bireysel farklılıklar bulunmaktadır.Tanı anında mediyan yafl yaklaflık olarak 35’dir ve genç hastalar yaslı hastalara göre oldukça iyi bir prognoza sahiptir. Radyografik olarak, bu tümörler sınırları tam olarak belirlenemeyen, büyümeyen serebral kitlelerdir. Diffüz astrositomların çok daha küçük bir oranı spinal kordda, serebellumda ve beyin sapında görülür. Beyin sapı gliomları özel bir yere sahiptir, çünkü bu tümörler tipik olarak çocukluk çagında ortaya çıkar, ponsu geniflletir ve histolojik grade’den bagımsız olarak üniform ve kötü bir prognoza sahiptir.Gros olarak, diffüz astrositomlar SSS parankimini degisen derecelerde geniflleten, ancak genel olarak anatomiyi minimal bozan, iyi sınırlı olmayan tümörlerdir. Diffüz infiltratif dogası ve genellikle solid kitle olusturmaması, tümörün büyük kısmının çıplak gözle (veya radyografik olarak) görünmemesine yol açabilir (yani, mikroskopik hastalıktır). Ayrıca, bu infiltratif büyüme flekli tedaviyi zorlasltırmaktadır, çünkü mikroskopik hastalık odaklarının fokal cerrahi ve fokal radyasyon gibi tedaviler ile yeterli tedavisi mümkün olmamaktadır. Özellikle multiplelobları ve hatta beyin sapını (gliomtozis 
cerebri
) içeren yaygın infiltrasyon nadirdir ve histolojik grade’den bagımsız olarak kötü bir prognoz egilimine sahiptir.Mikroskobik olarak, selülaritede hafif dereceden orta dereceye kadar degisen bir artısı vardır ve primer olarak reaktif astrositozdan ayrımı sitolojik atipinin bulunmasına dayanır. Diffüz astrositom hücreleri fibriler, gemistositik ve protoplazmik tipleri içeren degisiklik morfolojilerde olabilir. Fibriler morfoloji en yaygın olanıdır, ya görülebilir sitoplazmik uzantılar veya düzensiz, uzamıs “çıplak” görünüslu hiperkromatik nükleuslardan oluflan bir zemin göstermektedir

    (bkz. fiekil 56B-4). GFAP immün boyanmaları sitoplazmik uzantıları ortaya koyar, bununla birlikte ne kesin olarak spesifiktir ne de duyarlıdır, çünkü (1) baz› astrositomlar minimal GFAP-pozitif sitoplazma içerirler, (2) non-neoplastik astrositik elemanların da boyanmasına veya genel olarak zeminin yüksek derecede reaksiyon vermesine baglı olarak degerlendirme yapmak zor olabilir ve (3) diger gliomlar da GFAP immünoreaktivitesi gösterir. Tanım olarak, grade-II astrositomlar mitotik aktivite, mikrovasküler proliferasyon ve nekroz göstermez. Yard›mc› MIB–1 (Ki–67) boyaması genellikle düflük bir proliferatif indeksi gösterir.Kromozom 17p kayıpları ve
TP53 mutasyonlar› diffüz astrositomlarda yaygın moleküler genetik olaylardır, olguların yaklasık olarak yarısında görülür (Louis, 2006). Gen mutasyonu ile birlikte olanlar genellikle p53 proteini için kuvvetli nükleer immün boyanma gösterir, bununla birlikte proteinin diger mekanizmalar ile dengelenebilmesi nedeniyle bu iliski mükemmel degildir ve birçok immünopozitif olguda TP53 mutasyonlar› bulunmaz. Glioblastoma ilerleyen çogu olgu (sekonder glioblastom) tipik olarak TP53 mutasyonu kanıtı gösterir ve ek olarak da TP53 gen mutasyonlar› veya mutasyonlu tümör hücrelerinin klonal genifllemesini de gösterebilir(öte yandan, de novo veya primer, glioblastomlar nadiren bu gibi mutasyonları gösterir). Diger yaygın degisimler içinde, astrositomlarda tüm grade’lerde trombosit kökenli büyüme faktörü (“platelet derived growth factor”) reseptörü-α aflırı ekspresyonu ve kromozom 22 kayıpları yer alır. Bu olaylardan baflka, bu düflük-grade’li gliomlardaki en erken degisiklikler, progenitör hücreleri veya transformasyonun etiyolojisi hakkında çok az fley bilinmektedir. Bir hasta diffüz astrositom flüphesi ile klinige geldiginde, tümörün yıllardır büyümekte oldugu düsünülebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder